GÖRÜNTÜLÜ

Türkçe bilmeyen Özer’e ATK’da resmi tercüman atanmadan rapor verildi

82 yaşındaki Makbule Özer, ATK’nin ilk raporunun aksine "cezaevinde kalabilir" raporu vermesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Avukatı Erhan Çiftçiler, Türkçe bilmeyen Özer’e resmi tercüman atanmadığını ve bunun da ATK raporunda itiraf etti.

SKANDAL ATK RAPORU

‘Örgüt üyeliği’ suçlamasıyla 2022 yılında hakkında hapis cezası kararı verilen ve cezaevine konulan 82 yaşındaki Makbule Özer ardından gelen tepkiler üzerine ATK dan gelen ‘Cezaevinde kalamaz’ raporu üzerine serbest bırakıldı. İnfazı ertelenen Özer’in tehir süresinin bitmesinin ardından ikinci bir raporu hazırlayan Adli Tıp Kurumu (ATK) ilk raporunun aksine “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.

Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan raporda Makbule Özer’in Kürtçe tercüman eşliğinde muayenesinin yapıldığı ifade edildi ancak ATK, Adalet Bakanlığı’nın listesinde yer alan resmi tercüman çağırmak yerine bir güvenlik personelini tercüman olarak atadı. Güvenlik görevlisini tercüman olarak atayan ATK raporunda, "Testler içinde yer alan konuşma algılama eşiği ayırt etme yüzdesi, Türkçe bilmediği yapılamadı" diyor. Gayriresmi biçimde güvenlik personelini tercüman yapan ATK, daha sonra “Türkçe bilmediği için” diyerek adeta kendini yalanlıyor.

ATK, raporun bir bölümünde ise 82 yaşındaki Makbule Özer’in istemli olarak kalça ve diz hareketlerini yapmak istemediğini ve sandalyeden inmek istemediğini iddia etti. ATK böylece aylardır yatalak olan ve ilk raporunda bizzat “yürüyemez” dediği Özer’i son raporunda bilinçli şekilde hareket etmemekle suçluyor.

Konuya ilişkin ANF’ye açıklamalarda bulunan Özer’in Avukatı Erhan Çiftçiler, ATK’nin ilk olarak  5 Eylül 2022 tarihinde bir rapor verdiğini ve bu raporda " Tek başına cezaevinde yaşamını idame ettiremez, cezasının ertelenmesi gerekiyor." dediğini hatırlatarak Buna binaen Van Cumhuriyet Başsavcılığıda Özer’in cezasını tehir ettiğini söyledi.

ATK İLK RAPORUNU İNKAR EDİYOR

Tehir süresi bittikten sonra ATK’dan yeniden rapor istendiğini ifade eden Çiftçiler; " ATK 1. 10.2023 te yeni bir rapor verdi ve ‘Cezaevinde kalabilir’ dedi. İlk raporun aksine bir rapor ve raporda soyut ifadeler bulunuyor. İlk raporda neden kalamaz dedi, son raporunda neden kalabilir dedi. R Tipi cezaevi sadece Elazığ ve İzmir’de var ve bu cezaevlerinde kalabilir dedi.  İlk Dönem itibariyle kamuoyunda bir duyarlılık oluşmuştu, Adalet Bakanlığı duruma müdahale etti ve dosyayı yeniden ATK’ya gönderdi. Van Cumhuriyet Başsavcılığı itirazlarımızı kabule değer görerek bu konuda infazı durdurdu" diye konuştu.

GÜVENLİK PERSONELİNİ TERCÜMAN YAPMIŞLAR

Rapordan emin olamayan ve şüphelenen Wan Cumhuriyet Başsavcılığının ATK’dan üçüncü bir rapor istediğine dikkat çeken Çiftçiler; "Makbule Özer gitti, ATK’da muayene oldu ve 4 Mart 2024 tarihli yeni bir rapor düzenlendi. Rapor 15 Nisan 2024 günü Van Cumhuriyet Savcılığına ulaştı ve gelen üçüncü rapor ikinci rapordan daha kötü. Makbule Özer 82 yaşında ve Türkçe bilmeyen biridir. Makbule Özer Türkçe bilmediği için Adalet Bakanlığı tarafından tercüman görevlendirilmemiş ve bir güvenlik görevlisi tercümanlık yapmış. ATK üyeleri gitmişler güvenlik görevlisini getirmişler. Bu kişi tercümanlık yapabilir mi, bu bir çelişkidir. ATK resmi kurumdur ve yapılması gereken Adalet Bakanlığının tercümanlık listesinde yer alan bir kişinin görevlendirilerek bir rapor tanzim edilmesiydi. Son raporda diyor ki; ‘Testlerin içinde yer alan konuşma ve algılama eşiği ve konuşmayı ayırt etme yüzdesi Türkçe bilmediği için yapılamadı’... Yani Türkçe bilmiyordu, bizde anlamadığımız için yüzdesini biz bilmiyoruz’ diyorlar" şeklinde konuştu.

TÜRKÇE BİLMEDİĞİ İÇİN CEZAEVİNDE KALABİLİR RAPORU VERİLDİ

Makbule Özer’in yeniden cezaevine gireceğini, Türkçe bilmediğini ve algılama yeteneği, yemeğini isteme yeteneği, önünü görebilme, herhangi bir hayati aktivitesini yerine getirebilmek için algılama eşiğinin algılaması gerektiğini kaydeden Çiftçiler; " ATK diyor ki; ‘biz bir sonuca gidemedik, yüzdelik veremedik çünkü Türkçe bilmediği için bunu yapamadık. İstemli olarak kalça ve diz hareketlenmesi yapmak istemedi.’... Makbule Özer, kendi ihtiyaçlarını karşılamayan, yürümeyen, bir yerden bir yere gidemeyen bir kişidir. Sanki Özer burada ATK üyelerine doğru söylemiyormuş gibi bir değerlendirme yapıyorlar ki bu doğru değil. En son cezaevinde iken kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı için düşüp kemik kırıkları oluştu. Bu kemik kırıkları da hastane raporlarıyla sabittir. ATK’nin raporunda gerekli hareketlere haiz olduğuna ilişkin ilk raporu kendileri vermişti. Makbule Özer, sandalyeden inmek istemiyor şeklinde değerlendirme de yanlış, Makbule Özer sandalyeden inemiyor, kendisi yürüyemiyor ve sandalyeye bağımlı bir kişidir.  Onları inandırabilmek için ne yapmamız lazım, Özer’in tüm hayatını kameraya alıp ATK’ya vermemiz mi gerekiyor. ATK sorumsuz bir karar almıştır. ATK cezaevinde kalabilir dediği kaç kişi yaşamını yitirdi ya da cezaevinden çıktıktan sonra kaç ay yaşayabildi" dedi.

NEFES ALIYORSA CEZAEVİNDE KALABİLİR DİYORLAR

Çiftçiler sözlerini şöyle sürdürdü: "ATK cezaevlerini bilmiyor, oradaki şartları bilmiyor. Makbule Özer buradan Elazığ’a karayolu ile gidecek, hasta ve yaşlı bir insan. Cezaevindeki şartlara ilişkin ATK fikir sahibi değil, nefes alıyorsa cezaevinde kalabilir diyor. Bu rapora baktığımız zaman 2022 yılında hatalı rapor verdim de demiyor. İnsanların hayatını olumsuz etkileyen kararlar veriyorlar. 82 yaşında Makbule Özer, cezaevinde yaşam hakkı ihlal edilirse bu raporu verenler kime hesap verecek.  Buradan Adalet Bakanlığına çağrımız, ATK’nin hasta mahpuslarla ilgili bilimsel verilere dayanan, kamuoyunu tatmin edecek ve gerçekten akla mantığa uygun raporlar verilmesi için çalışmalar yapılmasıdır. Siyasi ve ideolojik saiklerle rapor vermeyi bırakmaları lazım. Makbule Özer 82 yaşındadır, cezaevinde kalamaz raporu verildi, cezaevinde kemikleri kırıldı, beslenemiyor.İki doktorun siyasi görüşlerine göre mahpusları değerlendirmek artık adalet ve insan vicdanına sığmıyor. Bu raporların ardından Cumhuriyet Savcılığı bu kararlara itibar etmek zorunda kalıyorlar. Bu raporlar bilimsel olarak düzenlenmediği açıkça ortadadır."