Akmaz: 1 Mayıs için birleşik mücadele önemlidir

Devrimci Hareket Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Ali Baran Akmaz, 1 Mayıs için birleşik mücadelenin önemli olduğunu dile getirdi, "Sokağı önceleyen bir birleşik mücadele ufkuna ihtiyaç var" dedi.

1 MAYIS

Son 12 yıldır 'yasaklı' olan ve iktidarın açmak yerine işçilere, devrimcilere saldırmayı tercih ettiği Taksim Meydanı için bu yıl DEM Parti, devrimci yapılar, sendikalar ısrarından vazgeçmedi.

Taksim Meydanı, 1977 yılında yaşanan katliam sonrası özellikle işçiler ve devrimciler için önemli bir alan oldu. 2010 yılında AKP tarafından işçilere açılan Taksim Meydanı, yine AKP tarafından 2012 yılında tekrar kapatıldı. Bu tarihten sonra hiçbir şekilde devrimcilere, sosyalistlere, işçilere açılmayan meydan defalarca iktidar yandaşlarına açıldı.

Devrimci Hareket Dergisi Yazı Kurulu Üyesi Ali Baran Akmaz, Taksim meselesi ve işçilerin, emekçilerin yaşadıkları sorunları ANF’ye değerlendirdi.

‘İKTİDAR ALTERNATİFSİZLİKTEN ALDIĞI GÜÇ İLE EL YÜKSELTMİŞTİR’

Neoliberalizmin 50 yıllık sürecin sonunda çöküş aşamasına geldiğini ancak kapitalizmin kendiliğinden çöküşünün doğaya aykırı olduğunu söyleyen Akmaz, şöyle devam etti:

“Neoliberalizmin yaklaşık 50 yıllık sürecinin sonunda gelinen aşamada kimileri neoliberalizmin veya kapitalizmin çöküşünden söz etmeye başladı. Bu zirve hali bir tamamlanma, konulan hedeflere ulaşma olarak değil de bir son veya çöküş olarak değerlendirildi. Gerçekte ise alternatifi oluşmadığı sürece kapitalizmin kendiliğinden çökmesi olgunun doğasına aykırıdır. Gelinen aşama sermaye güçlerince planlanan ve istenen niteliklere sahip bir aşamadır. İnsanların birkaç yüzyıllık mücadelesiyle elde edilmiş, emekle ifade edilen tüm kazanımlar boy hedefi yapılmıştır. 1980’de önündeki engelleri kaldırma ufkuyla el yükselten sermaye, 1989 sonrasında 'alternatifsizlik'ten aldığı güç ve cesaretle adımlarını hem büyütmüş hem de sıklaştırmıştır. Türkiye gibi sömürgelerin yeniden sömürgeleştirilmesi sayılabilecek türden saldırılarla sömürü ve yağma derinleştirilerek kapsam büyütülmüştür.”

Gelinen noktada sürecin çok yönlü ele alınmasının önemli olduğunu söyleyen Akmaz, emek zemininde örgütlülüğün zayıfladığı tespitinde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün gelinmiş olan aşamanın tüm boyutlarıyla ve doğru değerlendirilebilmesi için sermayenin işleyiş yasalarının nasıl toplumsal dokuyu ele geçirdiği, insanların toplumsal/kolektif davranma niteliklerinin nasıl aşındırılarak süreç içinde yok edildiği, bireysel ve toplumsal sonuçlarıyla ele alınmalıdır. Süreçte, özellikle başkanlık rejimine geçişle beraber burjuva demokratik kurumsal yapıları ve işleyişi de ya tasfiye edilmiş ya da büyük ölçüde etkisizleştirilmiştir. Emek zemininde örgütlü imkânların zayıf düşürülmesi oranında topyekûn saldırıyı boyutlandıran sermaye, vaktinde nasıl ihtiyaç duyduğu oranda parlamento, sendika, oda, baro vb. kurumsal yapıları geliştirmişse bugün de kendi koyduğu yasaları ve söz konusu kurumları etkisiz veya işlevsiz kılarak, her sözü yasa olan bir başkanla engelsiz biçimde yol almak istiyor. Bunun için teknolojinin ve yönlendirme araçlarının artan etkisi kullanılarak sandıklardan istenilen sonuçlar çıkarılmakta, o da olmasa kurumsal yapı, kararnameler vb. ile devre dışı bırakılmaktadır. Wan örneğinde böyle bir duruma tanık olduk. Şu an Türkiye’de IMF'siz bir IMF programı uygulanıyor. Patron sınıfını kurtarma adına, sermayenin süper karları devam etsin diye emekçilere zam, kemer sıkma, işsizlik ve yoksulluk dayatılıyor.”

‘TAKSİM İÇİN BİRLEŞİK MÜCADELE UFKUYLA ISRAR ÖNEMLİDİR’

Taksim’in tarihsel bir öneme sahip, devrimci, ilerici tüm çevreler tarafından sahiplenilen bir alan olduğunu dile getiren Akmaz, bu yıl bu ısrarın birleşik mücadele ufkuyla hayata geçmesinin önemli olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Taksim tüm devrimci, demokrat, ilerici ve yurtsever güçler tarafından sahiplenilen, tarihsel bir değer olarak benimsenen bir alan durumunda. Bu açıdan böyle niteliklere sahip bir meydanın 1 Mayıs'ta emekçilere açılması için sorumluluk alınmasını doğal karşılıyoruz. Taksim tarihsel öneminin dışında söyleyecek sözü, talebi, davası olan bütün kesimlerin sesini duyurduğu bir kent meydanı niteliği taşıdığından dolayı da önemlidir. 1 Mayıs'ı iktidarın çizdiği sınırlar içerisinde geçirmemek, emekçilerin taleplerini ve gündemini kitleselleştirmek, halkın gücünü meydanlarda göstermek için birleşik bir eyleme ihtiyaç var. Bu eylem de kentin çeperlerindeki alanlarda, adeta sürgün niteliği taşıyan mitinglerle gerçekleşmiyor. Bunu geçmiş 1 Mayıs eylemlerinden anımsıyoruz. Bu sebeple geçmiş yıllarda hem güncel hem de tarihsel olarak önem taşıyan Taksim iradesinin bu sene daha da güçlenmesini olumlu değerlendiriyoruz. Elbette bunun CHP'nin tavrı veya AYM kararının ardından gerçekleşmesi yerine birleşik mücadele ufkuna dayanan bir irade sonucu hayata geçmesi daha olumlu olurdu.”

‘FENERİ ZAMLARA DA WAN'DAKİ İSYANA DA TUTACAĞIZ'

Sınıf mücadelesinin şiddetleneceği bir süreçten geçildiğini söyleyen Devrimci Hareket Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Ali Baran Akmaz, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Sınıflar mücadelesinin giderek şiddetleneceği zorlu bir süreçten geçiyoruz. Daha önce bir başka konjonktürde nasıl ki bir arada hem İstanbul hem Lice’ye hem Cizre hem Cerattepe’ye, hem Berkin’in hem de Medeni’nin katline bakmamız gerektiğini söylediysek bugün de elbette, görmek ve göstermek için feneri döviz kuruna da zamlara da seçim sonuçlarına da Wan'daki isyana da tutacağız. Ama parça-bütün ilişkisi kurmazsak bu olguların her biri bir diğerinin görünürlüğünü baskılayacak, gölgede bırakacaktır. IMF'siz IMF programından bekleneceği üzere, özellikle yerel seçimler de geride kalmışken zamların, işten çıkartmaların, iflasların yoğunlaşacağı bir sürece giriyoruz. Emekçi sınıfların öfkesinin düzen içinde kaybolmasını engellemek, halk örgütlülüğünü geliştirmek, krizin yükünün işçi sınıfının üzerine kalmasını engellemek için devrimcilere büyük sorumluluklar düşüyor. Bu sebeple sadece günü kurtarmayı değil geleceği kazanmayı hedefleyen, sandığı değil sokağı önceleyen bir birleşik mücadele ufkuna ihtiyaç var.”